İSG Açısından Serbest Zamanlı Çalışma Modeli Daha mı Güvenli?

Son yıllarda esnek çalışma modellerinin popülerliği artarken, bu yeni çalışma düzenlerinin iş sağlığı ve güvenliği (İSG) üzerindeki etkileri de merak konusu olmaktadır. Serbest zamanlı çalışma modeli, yani bireylerin belirli bir ofis ya da çalışma alanında bulunmaksızın, kendi zamanlarını ve çalışma ortamlarını belirleyerek çalışmaları, iş güvencesi açısından bazı avantajlar sağlasa da, İSG açısından karmaşık etkiler yaratabilir. Peki, bu modelin iş güvenliği açısından geleneksel ofis ortamlarından daha güvenli olup olmadığına bir göz atalım.

Serbest Zamanlı Çalışmanın İSG’ye Etkileri

Serbest zamanlı çalışma modeli, çalışanların kendi çalışma saatlerini ve ortamlarını belirlemelerine olanak tanır. Bu esneklik, çalışanların stres seviyelerini düşürebilir, daha iyi bir iş-yaşam dengesi sağlamalarına yardımcı olabilir ve genel ruh halini iyileştirebilir. Bu durum, dolaylı olarak iş kazalarını azaltabilir çünkü çalışanlar daha motive ve sağlıklı olabilirler. Ancak, serbest zamanlı çalışma modelinin de bazı İSG riskleri bulunmaktadır.

Avantajları:

1. Daha Az Fiziksel Yorgunluk: Serbest zamanlı çalışma, çalışanlara evlerinden ya da daha rahat çalışma alanlarından çalışma fırsatı sunar. Ofiste uzun süreli oturma veya aşırı fiziksel stres gibi faktörler daha azdır. Çalışanlar, kendi çalışma ortamlarını kendileri belirleyebildikleri için ergonomik riskler azalabilir.

2. Azalan Trafik Kazaları Riski: Çalışanların işe gitme ve gelme süreçleri azalacağı için trafik kazalarına bağlı İSG riskleri de önemli ölçüde düşebilir. Evden çalışma, trafik stresinden ve bu stresin yol açabileceği kazalardan kaçınmayı sağlar.

3. Stresin Azalması: Daha esnek bir çalışma düzeni, çalışanların daha iyi bir ruh haline sahip olmasına olanak tanır. Bu da daha dikkatli ve motive bir şekilde çalışmaya yardımcı olabilir, böylece olası iş kazaları riski azalabilir.

Dezavantajları:

1. Evde Çalışma Alanı Riskleri: Evde çalışırken, ofis ortamındaki güvenlik önlemleri genellikle mevcut değildir. Çalışanlar, evde ergonomik olmayan sandalye ya da masa kullanabilir, elektrikli cihazlar hatalı kullanılabilir ya da evdeki diğer alanlar güvenlik riski oluşturabilir. Bu gibi durumlar, evde çalışma koşullarının yeterince güvenli olmadığını gösterir.

2. Psikolojik Riskler: Serbest zamanlı çalışma, çalışanların yalnızlık ve izolasyon hissetmesine yol açabilir. Uzun süre sosyal etkileşimden uzak kalmak, stres, kaygı, depresyon gibi psikolojik sorunları artırabilir. Psikolojik durum, dolaylı olarak fiziksel güvenliği de etkileyebilir. Düşük moral ve stres, iş kazalarına yol açabilir çünkü çalışanlar dikkat dağınıklığı yaşayabilir.

3. Acil Durum Planlarının Eksikliği: Ofiste, işyerinin İSG planları doğrultusunda çeşitli acil durum prosedürleri ve tatbikatlar yapılır. Ancak evden çalışan kişiler, bu tür hazırlıklara sahip olmayabilirler. Örneğin, evde bir yangın çıktığında çalışanlar, nasıl hareket edeceklerini bilmeyebilirler. Bu da güvenlik risklerini artırabilir.

Sonuç olarak:

Serbest zamanlı çalışma modeli, bazı açılardan iş sağlığı ve güvenliğini artırabilir, çünkü çalışanların daha rahat ve esnek çalışma koşullarına sahip olmaları, fiziksel yorgunluğu ve stres faktörlerini azaltabilir. Ancak, evde çalışma gibi durumlar, evdeki güvenlik standartlarının yetersizliği, psikolojik riskler ve acil durumlara karşı hazırlıksızlık gibi sorunları beraberinde getirebilir.

Bu nedenle, serbest zamanlı çalışmanın iş güvenliği açısından daha güvenli olup olmadığı, çalışma alanlarının düzenlenmesine, bireysel güvenlik önlemlerinin alınmasına ve çalışanların psikolojik sağlıklarına dikkat edilmesine bağlıdır. Her durumda, işyerlerinin İSG konusunda dikkatli olmaları ve çalışanlara gerekli güvenlik önlemlerini sağlamak için eğitimler vermeleri önemlidir.